serotonin

  • Ekim 2016’da Beslenme ve Diyetetik Akademisi’nin (eski adıyla Amerikan Diyetisyenler Birliği) Boston’da düzenlemiş olduğu Beslenme Konferansı’ndan izlenimlerimi sizlere aktarmak istiyorum. Fırsat buldukça bu tarz konferans ve kongrelere gitmeye özen gösteriyorum çünkü diğer birçok bilim alanında olduğu gibi beslenme alanında da sürekli yenilikler ve değişimler gündeme geliyor.

    1.  https://www.youtube.com/watch?v=xJ8G-QLM1F8 esasında bebeklerin doydukları noktayı bilmeleri ama bazı ebeveynlerin ısrarla yedirmeye çalışmalarının ne kadar yanlış olduğu.

    2.  2-6 yaş arası çocukların yemek seçmelerinin çok doğal ve normal olduğu.

    3.  Prebiyotikler – yulaf ezmesi, soğan, arpa, keten tohumu, yeşillikler, muz, baklagiller, böğürtlen grupları (çilek, yaban mersini vs)

    4.  Probiyotikler – bifidobakteri, laktobasilus, yoğurt, fermente olmuş süt ürülerinden yapılmış içecekler, kefir, bebek mamaları, peynir

    5.  Probiyotiklerin kilo vermeye yardımcı olduğu ile ilgili çalışmalar halen devam etmekte ve henüz kanıtlanmış bilimsel bir veri olmadığı.

    6.  Otizmlilerde  bağırsaklarda bifidobakterinin genelde daha az olduğu tespit edilmiş ama çalışmalar hala tam olarak net değilmiş.

    7.  Serotonin hormonunun %95’i kalın bağırsakta sentez oluyor. Bundan dolayı psikolojik rahatsızlıkların da nedeninin bağırsaklardan kaynaklanabileceği son yapılan bilimsel çalışmalarla desteklenmektedir.  

    8.  Kalın bağırsakla beyin arasında hormonal sinyallerin yer aldığı belli bir rota olduğu ve bağlantılı oldukları.

    9. Eğer probiyotik takviye alıyor ve yediklerinize dikkat etmiyorsanız takviyeyi bıraktığınız anda kalın bağırsak eski haline geri döner. Bundan dolayı muhakkak sağlıklı yaşam boyu takip edilecek hayat tarzı haline gelmiş bir beslenme düzenini oturtmak gerekiyor.

    10. D vitaminin düşük olması kişilerde multiple skleroz, romatoid artrit, hipertansiyon, kalp hastalıkları ve kanser riskini yükseltebiliyor.

    11. D vitamini kemik ve kas sağlığında, kalp fonksiyonlarında, enflamasyon ve bağışık sistemininde çok önemli bir rol oynuyor.

    12. D vitamini aynı zamanda kalsiyum emilimine yardımcı oluyor.

    13. D vitamini ve fosfor dengesi de çok önemlidir.

    14. Düşük D vitamini seviyeleri atletlerde ve aktif olan bireylerde sağlık ve performans düşüklüğüne neden olabilir.

    15. Antileptik ve antifungal ilaçlar, kortikosteroidler, simetidin, theophylline ve antituberkuloz ilaçları kandaki D vitaminin düşmesine neden olabilirler. Tiyazitler, atorvastatin ve rosuvastatin gibi kolesterol düşürücü ilaçlar da kandaki D vitamini seviyesini yükseltebilirler. Bu tarz ilaçlar da kullanıyorsanuz D vitamini takviyesine başlamadan önce muhakkak doktorunuza danışınız.

    16. Haftada iki defa öğlen güneşinden önce 5-30 dakika arasında güneş koruyucu krem sürmeden güneşte kalırsanız yeterli oranda D vitamini alabilmeniz muhtemeldir fakat tabii ki kişiye göre değişebilir. D vitamini tahlillerinizi yaptırmayı sakın ihmal etmeyin!