- Yazan: Didem Kanca Üstay
Haftada bir gün sebze suyu ve bir günü de bitki çayı ve su günüydü. Eğer sebze suyu gününde zorlanıyorsanız, bir de sırf su içmeyi deneyin bakalım!!!
Normalde et ve hayvansal gıdaları çok sevdiğimden böyle bir yerde olunca sadece organik sebzeler yemek ve şekerden ve günlük tüm kargaşadan iki hafta boyunca uzakta durmak vücuduma ve ruhuma o kadar iyi geldi ki...
Sabahları taze pancar suyu, meyve, haşlanmış sebze ve çorbamız, öğlenleri taze meyve-sebze suyu karışımı, haşlanmış sebze ve çorba, akşamları da sadece haşlanmış sebzemiz vardı. Sabah 8:00'de 45 dakikalık bir yürüyüşe çıkıyorduk. Ardından 9:00'da kahvaltı sonra saat 10:00'da grup dersleri oluyordu. Gününe göre yoga, pilates, dans gibi değişik dersler vardı. 12:00'de yer altından gelen sıcak kaynak sularından oluşan havuzlara gittik. Saat 14:00 gibi öğlen yemeğimizi yedikten sonra 15:00'te otobüslere atlayıp doğada yürüyüşlere çıktık. Saat 17:30'ta akşam yemeğinden sonra bazen konuşmacılar oluyordu, onları dinliyorduk ya da infra-red sauna veya masaja gidiyorduk.
Ağustos ayına rağmen hava bayağı rüzgarlı ve soğuktu. Gerçi onlara göre yazdı ve bize çok şanslı olduğumuzu, havanın muhteşem olduğunu söylediler. Sıcaklık 7 ile 10 derece arasında değişiyordu. Kaldığımız sürece İzlanda'nın değişik doğal güzelliklerini de görmek için merkezin ayarladığı turlara katıldık.